Seçilen cümlelere göre karakter tahlili..

Varlığımızı konkavlı yamuklar gibi çözümsüz
göstermeye çalıştığımız yer kabuğu üzerinde çözümsüz sandığımız
kişiliğimiz bile basittir ve anlaşılırdan öteye gidemez. Temelde her
birimiz insanız çünkü Ne kadar saklanırsak saklanalım neyimizi,neremizi
saklarsak saklayalım elbet bir yerlerden açık veririz özelliklede hayat
içinde üstlenmeye çalıştığımız o zımbırık rollerden birini oynarken
repliklerimiz bir yerde kesintiye uğrar ve suflör susar biz de tek
başımıza kalır ve diğerlerine kişiliğimiz hakkında bazı ipuçları
vermeye başlarız kendi ağzımızla

Kendi tecrübelerime dayanarak ( artık ne kadarlarsa ) bazı küçük
çıkarımlar elde eltim ve paylaşmak istedim. tabi ki sizin
çıkarımlarınızı da okumak isterim

Bakalım aynı şeyleri mi yaşıyoruz?





A)‘’bi keresinde bana da aynı şey olmuştu var ya işte bi gün böyle….’’



Her şeyi yaşamış olan kişilik. Her konuda anlatacak bir şeyleri
vardır. Yani siz Tibet’e gitmişseniz mutlaka onlar da gitmiştir yahut
bir akrabaları yada en azından bir arkadaşları Tibet’i ölmeden önce
mutlaka görmüştür. Genelde zararsızdırlar.zararlı olan bir de
türdeşleri vardır onlar başlı başlarına birer fenomendirler;



A1) ‘’o da bi şey mi bir keresinde biz….’’



İşte budur ODA BİR ŞEY Mİ hep buna yakın sözcüklerle başlarlar
bitmek tükenmek bilmeyen cümlelerine ( paragraflarına mı demeliydim
yoksa ) . Genelde o kalıplı görünüşlerinin altında 16sını görememiş
ergenliğe doyamamış bir karakter yatar ve mevzu genelde yaşanılan
ilişkilerdir çok tehlikelidirler çünkü susmazlar dinlemediğinizi
anlasalar bile anlatırlar.
‘’Bizim de bi arkadaş vardı lisede hep böyle şeyler yazardı ilginç işte hehee’’









B) ‘’gecen noldu haçı bak şimdi şöyle oldu her şey…’’

‘’ ulan gecende yasemin aradı iki saat töbe töbe…’’

‘’aga işte gecen haluklara gittik…’’

‘’Müftü gecen forumdan bir hatun yazdı bana görsen dibin düşer…’’

‘’gecen yazda benle çıktıydı la o valla…’’



görüldüğü üzere sadece anlatmak için yaşayan karakter. En göze batan
lafları GECEN dir onlar için her şey geçmiştir, geçmiş olan her şey de
biraz törpülenip anlatılmaya hazırdır. Neredeyse sakladıkları hiçbir
şeyleri yoktur. Yani kesmeseniz donunun rengini bu rengi seçiş nedenini
ne zaman ve kimimle alınmış olduğunu bile anlatır. Yeter ki millet
duysun bilsin . Palavraya meyillidirler yalnız yaş ilerledikçe
sallayacakları güllelerin kalibresi düştüğü için pek bu yönteme
başvurmazlar sadece eklemeler yada çıkarmalar yaparlar yaşadıkları
olaylara. Zararsızdırlar ta ki siz onlara bir sır verene yahut
yanlarında bir olay yaşayana kadar.

‘’gecen bi baktım foruma bitli beni yazmış açtım telefonu dedim
olum napmışsın seni çakal seni deli bu çocuk işte hehehee neyse ne
diyordum hacı geçenlerde bitlideyiz…’’









C) ‘’bu gecede hiç uykum yok….’’



Fazla örnek veremeyeceğim ahlaksız bi karakterdir kendisi. Kız
olsun erkek olsun 7/24 doyumsuzdurlar. Sadece yaşanılan andan zevk
alırlar. 20lerinin üstündedir ve genelde partnerini yaşça küçük olan
şahsiyetlerden seçer. En iyi anlaştığı karakter (B) dir ama onunla bir
şeyler yaşamayacak yada ona bir şeyler anlatmayacak kadar da zekidir.
Genelde (B) yi sömürür (B) de bu sömürüye seyirci kalır e NE yapsın (C)
dinlemeyi çok sever. Kız ise akrep erkek ise boğa dırlar. Kız iseler
avlarını burçlara göre tayin etmekten çok büyük zevk duyarlar. Erkek
iseler burçlar pek mühim değildir önemli olan nefes almasıdır.

‘’ya hadi be bitiremedin şunu yazmayı, bak Aysel arar birazdan
alış veriz yapcaz zaten o zibidi ev arkadasın da damlar birazdan
hadiii..’’

‘’ bi dur kızım ya bi şey yazıyoz şurda’’

‘’seni bitli domuz! küstüm işte’’

‘’ ya bi dur dur dedim bakaakakaksdasdkadksdpıa….’’





Neyse nerde kalmıştık ehehehheeh









D) ‘’ha o mu biliyorum ya şu zibidi herif de mi…’’

‘’ tamam tamam şu çoçuğu diyosun hani dar bi kotu var…’’

‘’ bu şeyi diyo ya yok mu bizim bölümden tomruk…’’



Herkesi tanıyan karakter. Genelde balık etli yahut çokça balık etli
kızlarda bu karakter hasıl olur. Ama nadiren de olsa zayıf erkek
olanlarına da rastlanır. Herkesi tanırlar ama bilmezler. Zaten
tanıdıklarını iddia ettikleri şahsiyetler hakkında genellemeler yaparak
zaman kazanır ve karşıdakinin aslında kimden bahsettiğini anlamaya
çalışırlar. Eğer bahsettiğiniz kişiyi tanımıyorlarsa hayrete hatta
dehşete kapılırlar. ‘’Ha bende şeyi diyosun diye sandım …’’ diyip
geçiştirirler ama bu tanımayış çoktan onların içine gerekli miktarda
kurdu düşürmüştür. Konuşmanızın geri kalanında anlattıklarınıza ilgisiz
oluşları az önce tarif ettiğiniz kişiyi tanımıyor oluşlarından. Değilse
çok iyi birer dinleyicidirler. Sizle ayrıldıktan sonra hemen
etraftakilere kimden bahsetmiş olduğunuzu sorar soruştururlar. Yinede
onların birini tanımayışları kendilerinden kaynaklanan bir problem
değildir ya tanımadıkları o kişi onların bölüme çok uzaktır yada çok
silik bir karakterdir.
Çevrelerindeki kişileri üzmezler. Ve çok iyi sır saklarlar. Onlar için
kendilerinin bilip de diğerlerinin bilmediği her şeyin ayrı birer yeri
vardır. Çevrelerindeki insanlar genelde azdır ve özdür diğerlerini de
tanırlar ama pek sallamazlar. Çevrelerindekilere genelde isimleriyle
çevrelerinden uzaktaki tanıdıklarına ise muhakkak kendi taktıkları
lakaplarla hitap ederler

‘’ha bende benden bahsediyorsun sandım! bitli’’









E) ‘’ Bende çocuğum o zamanlar bunlar bize gelmiş…’’

‘’ işte orta okulda mıyız neyiz ben bunu tanımıyorum daha…’’

‘’ ilk okuldan sonra mıydı neydi düşün ben bunu bile bilmem etmem o zamanlar ama hep görürdüm derdim ki…’’



Geriden gelen kişilik. Geçmiş zaman , Dili geçmiş zaman ve geçmiş
zamanın rivayet kipi en sevdikleri kiplerdir. Bir konu mevzu bahis
olduğunda taaaaa yıllar öncesinden anlatmaya başlarlar . Örneğin
üniversitede derk edilmişlerse : onlar için bu olay taaaaa ilk okuldan
falan gelişen bir hadisedir ve size taaaaa o günlerden başlayarak bu
güne değin yaşanılanları bir bir anlatırlar. Dinlemeseniz de
anlatırlar. İlginizin azaldığı noktalarda Diyelim o zamanda yaşamış
olduğu rivayet olan bir şahsiyetin başından gecen komik bir olayı da
anekdot olarak size sunmaktan gurur duyarlar. Genelde zararsız ortam
çıtırı insanlardır. Kız olurlarsa tatlarından yenmezler ve ‘’eee sonra
daha sonra…’’ gibi nidalarla anlatacakları konunun neresinden bir geyik
çıkacak acaba diyerekten dikkatlice dinlenirler fakat erkeklerse zaten
genel geyik konusunu oluşturdukları için anlatacakları pek değil
neredeyse hiç dinlenmez



‘’işte ne diyodum aga sonra biz orta okula geçtik bu kız da sen gel
yan sınıfa düş işe bak… dur daha Haldun’u anlatacam sana kopacaksın….’’

‘’Aga bu sefer bari reklam almasak..’’











F) ‘’…sonra..’’

‘’ aga o değil de şimdi. Bitli sen kaç aldın aga sanat tarihinden?’’



‘’ .B.k gibi geçti aga vizede kötü zaten çakar sanat tarihinden ben’’



‘’ işte sonra…



‘’ Bitli aga bitmedi bu sene bi türlü ya napsak bak gitsek mi şöyle türk bükü fln’’

‘’olm nere gidiyon paramı var’’



‘’ ya beyler bişeyi, anlattırmadınız ha bak sınav saati geldi işte neyse anlatırım bi ara kaçtım şimdi ‘’



‘’ ulan ne herif ya’’

‘’ böyle etmesek susmaz bu ayıp bi yer de ama naparsın’’



Girişe gelişmeye pek lüzum yok. Sallanmayan kişilik. Bilinir ki
ortama sonradan gelmiştir ve sırf ortama adapte olabilmek için kimsenin
bilmediği geçmişini baştan aşağı değiştirmeye başlamıştır.bi zaman
sonra ya akıllanıp ortam değiştirirler yada aynı tükenişi dönem dönem
sürdürür kale alınmayışlarını çevresindekilerin bilmez oluşlarına
bağlarlar üstelik.



‘’sonra aga terion sahneye bi cıktııııı’’

‘’aga ya kimdi alt grup terion da?’’

‘’ valla hatırlamıcam hacım ya ama yapancıydı dur al….’’

‘’Almora mıydı yoksa?’’

‘’ hah işte öle allı morlu bişeydi’’

‘’hımm tamam aga eee sonra’’

‘’değilmiydi aga yoksa ya niye bi şekil oldunuz hepiniz… neyse işte biz zaten terion için giddiydik’’



bi zaman sonra….



‘’aga bırak ya onlarda metal!!Çİ!! güya teriyonun altında almoranın cıktığını bilmiyo adamlar gecen ben söledim bitlilere’’

‘’yuhhhh harbi mi lan?

‘’tabi olum niye takılmıyom onlarla’’











G) ‘’ben de vardımya o gün olum….’’

‘’sahi ya ne adamdı dün gibi hatırlıyorum…hahahha’’

‘’olum o konserde birlikte değimliydik hatta doğu vardı sen vardın şale vardı vişne vardı bide ben de vardım ya…’’



‘’ sonra aga cıktık konserden bi baktık torbacılar….’’

‘’ulan bi yanlışın olmasın bunu ben doğu’dan da dinledim’’

‘’ tamam aga işte ben de vardım yanlarında….bi dur en iyi yeri şimdi geliyo…. ’’





ADAPTE kişilik. Etraflarında anlatılanları dikkatlice dinlerler ve
aynı olaylar bir kez daha anlatılırken en civcivli bölüme kendilerini
de adapte ederler. Kimse kıramaz bu tipleri çünkü genelde ya yaşça
küçüktürler yada fasulyeden tabir edilen ebelense bile ebelik
yapamayacak kadar yetersiz ve/veya çokça sevimli oldukları için mazur
görülüp ortam içinde diğerlerince bozulmayan ‘’he he..’’ denilen
şahsiyetlerdir. Anlattıkları olayları genelde başkaları yaşar ve bunu
siz bilseniz bile göstere göstere çaktırmamak için bin bir takla
atarlar. Ve onun bu olayı yaşadığına yada olayın içinde onun da
olduğuna inanmazsanız acayip bozulurlar hatta yer yer küstükleri bile
olur. Genelde zararsızdırlar ama tahammül sınırlarını zorladıkları
anlarda olur.



‘’yani şimdi sen ben o konserde yok muydum demeye getiriyosun olum
bak kırıyosun beni ha oradaydım diyorum hatta doğu vardı sen vardın
şale hatta bitlinin Vişne vardı kısa saçlı hatun hani….’’








Ğ) ‘’işte neydi onun adı ya.. böyle yeşil soyuyosun dur ya neydi kızartması var hanii…’’

‘’ KABAK: Amerika kökenli olmasına karşın dünya’nın pek çok
yerinde yaygın biçimde yetiştirilir. Türkiyede başta Akdeniz….’’



‘’hah işte kabaktan dolma yapmış kızlar lan evimi özledim yerken ya… bu arada saol aga ya hatırlamasam kıvranırdım şimdi’’







Katkıda bulunan kişilik. Tarif etmeye lüzum yok. Biri bir şeyleri
hatırlayamasa hemen yardımına koşarlar genelde bulmaca çözerler ve
hatırlayamadığınız kelime hakkında ansiklopedik bilgiler vermeye
bayılırlar. Biri bir şeyi hatırlayamasın diye can attıkları bile olur.
Zararsızdırlar genelde suskun sabırlı ve erdemli kimselerdir. Hatta
ensesine vur ekmeğini al kavlinden şey karakterlerdir kısaca yani şey
mü.. mu…

‘’MÜLAYİM: yumuşak huylu örn: mülayim bir insan

‘’aynen öyle hacım saol’’

‘’bişey değil’’











H) ‘’ya Aynur da pek bunalım bir tip …’’

‘’ evet evet ‘’

‘’ bence metalica , Kill 'Em All dur abi yani ruhu duruşu odur…’’

‘’hah bede onu dicektim şimdi…’’



Tasdik eden kişilik. Diğerlerine göre daha karmaşık bir kişilikleri
vardır. Yani sürekli birilerini tasdik ettikleri için kendilerini ve
kendi görüşlerini pek açık etmezler. Yani bahsi geçen konuya ne kadar
hakim olduklarını anlamak çok zordur. Anlattıklarınıza katılıyorlar mı
yoksa anlattıklarınızla içten içe dalgamı geçmekteler; işte bunu
anlamak çok güçtür. Çok esrarengizdirler. Yani ya her haltı
bilmektedirler yada sizi Fena halde yemektedirler.



‘’di mi hacım aynen öyle.. katılıyorum ya sen çözmüşsün işi..’’









I) ‘’…. Aslında tam olarak öyle değil şöyle ki Nietzsche yi anlamak
özümsemek çok zordur. Mesela Deccal’de şöyle der ‘’öfkeyi, öcü,
kıskançlığı, alayı kurnazlığı, şiddeti, tanımayan bir tanrı neye yarar
ki?’’ cidden öyledir kötüyü bilmeyen tanrı iyiyi bilemez yanılıyor
muyum?’’
‘’aaa evet haklısın’’

‘’katılmamak elde değil’’

Masanın Bir Numarasıyım kişilik. Diyelim arkadaşlarla toplandınız güzel
bir geçe masanız gayet şen şakrak sinema edebiyat müzik felsefe….herkes
kendi görüşünü belirtmektedir ama içinizde biri vardır ki o tam
manasıyla bir NİRVANADIR orta doğu ve balkanların en yüce GURUsudur san
ki. yani o adam penguen olsa ilk ucan penguen olurdu o misal. her
cümlesine aslında diye başlar ve masada ki kişileri bastırmaya,
kıstırmaya, hatta bozmaya çalışır. Gayesi BEN EN ÜSTÜNÜM demektir.
Zaten ASLINDA sözcüğü bu öfkeli çıkışın temelini oluşturur. ASLINDA
kelimesi; öyle değil o… benim dediğim gibi olmalı her şey… en doğrusu
benimki… demeye getirmenin en kestirme yoludur. Bilinçsiz bir dinleyici
için çok zararlıdırlar ama bilinçli dinleyiciler için neşe
kaynağıdırlar. Böbürlenişleri ve tavırları çekilmezdir ve öz güvenleri
sonsuzdur. İlk izlenim denilen şeyi çok ustaca kullandıkları için epey
bi taraftar toplarlar ta ki biri çıkıp onlara hadlerini bildirene
kadar. Sonra delinen bir balon gibi sinerler sandalyelerine ve küsen
çocuğu oynarlar.



‘’sen niye sustun bitli katılmıyor musun dediğime? Bak her kes hak verdi ya sence’’

‘’ çok büyük bir yanılgının içindesin bence. Nietzsche orada
tanrının kötüyü bilmeyişinden bahsetmiyor ki! öfke duymak kıskanmak öç
almak… bunlar hep iki kişilik fiiller bir yerde. Yani iki kişi değilsen
kıskanamazsın öç de alamasın…. Yani Nietzsche orada tanrının tek
oluşunun doğurduğu sonuçlardan yakınmakta. Kısacası ‘’tanırının
kıskanacağı bir tanrı bile yokken nasıl olurda bunu bize öğretebilir
kendi böyle bir duyguyu yaşamamış ki’’ demek istiyor.’’

‘’hımmmm…’’









İ) ‘’doğum günümü bile kutlamadınız’’

‘’hastalandım bir su veren yok..’’

‘’sınav var ve kimse bana söylemedi ha güzel’’

‘’beni niye çağırmadınız ki sanki..’’

‘’ gittiyse bana niye hoşça kal demedi’’

7/24 serzenişte kişilik. Her şey için bir açıklama bekleyen, hesap
soran ben bunları hak edecek ne yaptım ki diye kendini yiyen bitiren
bir kişiliktir. Genelde minyon ev hanımı kıvamında piknik ebat
hatunlarda hasıl olan bu durum nadirde olsa çooook çok duyarlı ve
duygusal tabiri caizse yılmaz morgül kıvamındaki erkeklerde de hasıl
olabilir. Kimse onları kırmak incitmek istemez ama bir terslik olur
unutulurlar yada arada kaynarlar. Yahut tamamen kendileri bir mevzudan
nem kaparlar ve hesap sorarlar. Bahsettiklerinin önemli bir şey
olmadığını yahut bu kadar kafa yorulacak bir mevzu olmadığını
söylemeniz hiçbir işe yaramaz onlar için bu dünyanın en önemli
meselesidir. Herkes sanki onların kuyusunu kazmakta ve mutsuz
olmalarını istemektedir. Hep öyle düşünür ve hep öyle hareket ederler.
Zararsızdırlar ama bazı türdeşleri garip bir öç alma duygusuyla
donatılmışlardır. Yani sizin söylediğiniz bir şeye bozulmuşlarsa elbet
bir gün hem de en alakasız yerde sizi bozarlar. Daha doğrusu bozmaya
çalışırlar. Çünkü o kadar iyi niyetlidirler ki kimseyi kırmak küstürmek
istemezler. Eğer sizi kırmayı bozmayı gerçekten başarmışlarsa bile
milyonlarca kez sizden özür ve af dilerler. Pamuk gibi insanlardır bide
olayları ve cümleleri kendilerine yormasalar ve kıllanmasalar çok iyi
birer dost olurlar.



‘’ya bitli geçen beni yazmış foruma kızım çok moralim bozuldu ne
yaptım ben bu çocuğa bende Vişne’ye verecem o sürtükle çektirdiği
fotoğrafları ayrılırlarsa ayrılsınlar bana ne’’

‘’kızım çocuk öle geyik olsun diye yazmış onları oraya sende yaa..’’

‘’zaten ayrılırlarsa üzülürüm ben de mi?’’ üzülürüm üzülürüm..’’
ama konuşmıcam onunla görür o’’ ‘’ya konuşmasam da o üzülür de mi?’’….











J) ‘’ ya aga kız yetiştirememiş ödevi o yüzden gelemicem size ödevi bitirmem lazım’’

‘’ aga nabalım Doğunun cizimlerini yetiştirmeye çalışıyoz
benimkiler de bitmedi zaten bu gece de gelemem kusura bakmıyosunuz de
mi? Valla gelmek isterdim de işte doğu yetiştiremez bunları tek
başına’’

‘’ ya sorma kzılar kalmış barın önünde onları almaya gidiyorum
ama sizede yetişmeye çalışcam ama yetişemesem kusura bakmayın size de
bi gelemedim mahcubum çok’’



Şirin Baba kişilik. Nadir de olsa dişi olanlarına da rastlanır
onlarda birer melaikedirler. HAYIR demek onlar için çok güçtür hatta
imkansızdır. Herkesin yardımına koşarlar. Hani el elin eşeğini türkü
çığırarak arar ya işte bu karakter o eşeği bulamasa gider yeni bir eşek
alır teslim eder sahibine. O derce iyi kalpli o derce yüce insanlardır
ama bahtları karadır biraz onlara gerektiği önemi veren karakterlerden
pek üretilmiyor artık. Bu suretle çoğu zaman kullanılırlar.
Kullanıldıklarını bilseler de hiçbir şey yapmazlar şefkatleri ve
bağışlayıcılıkları sonsuzdur. Gerçek anlamda dost canlısı insanlardır.
Çevreleri hakkında tek bir kötü düşünceye sahip değillerdir. Herkesin
bir gün kendileri gibi olması ümidiyle yaşarlar. Paylaşımcılardır.
Açsanız yemeklerini size verir kendileri aç otururlar. Dedim ya yüce
çoook yüce insanlardır. Bide kullanılmasalar.


‘’aga nerlerdesin sen ne oldu bi terslik mi var niye yoksun kayıtlara da gelmedin’’

‘’sorma aga ya Nihat İngilizce bütüne hazırlanamamış benim yerime
giriver abi dedi bende girdim meğer hoça Nihatı tanıyomuş şıp diye
anladı durumu yarım dönem kaydı ikimizede’’

‘’aga nediyim ben sana yapılır mı ya’’

‘’ya olum nolcak yarım dönem alt tarafı boş ver bak ben takıyo muyum’’











K) ‘’yani sen Orhan veli ye garip şairimi diyosun oulm o 3 heçeçilerden’’

‘’ aga etme eyleme bak yarım saattir konuşuyoz garip akımını başlatan adam lan Orhan veli’’

‘’hayır 3hececi’’

‘’ nedesek boş takıldın gene sen ben de onu diyom zaten 3 hececi adam canım ne garip akımı falan yok zaten’’

‘’ha şöyle hep böyle yapıyosun ama sen kıvırıyon işte hani garip ti noldu’’

‘’yok aga tamam sen haklısın’’





görüldüğü üzere SABİT kişilik. sizin doğrularınız yoktur. Onunkiler
vardır ve bunlar değişmez kati ve sabit doğrulardır. Mazur görüp
tartışmanın sonunda ona hak verir gibi yaparsanız sizinle bir güzel
dalgasını da geçer. Konunun ne olduğu mühim değildir mühim olan onun
haklı oluşudur. Bunu yıllarca çevrelerindekilere anlatır durur ta ki
gerçekleri ona kanıtlayacak dişli biri çıkana yada gerçeği bir yerlerde
okuyana izleyene kadar daha sonra bu mevzuuyu hatırlamaz. Sabitlenecek
başka konular arar.



‘’ aga şöyle biraz dolgun kafamıza göre gothic bi hatun bulamadık gitti’’

‘’ dur dur ne dedin sen dolgun mu dedin.’’

‘’Evet dolgun yani etli butlu biraz hani çıta gibi değil en azından anladın mı’’

‘’olm şimdi senin dolgun dediğin nerden baksan 50 kilonun üzeri bi hatun olur ondan da gothic olmaz’’

‘’aga bunun kaidelerimi var ki. hem orada gothic kafamıza göre gibi fln demek yani’’

‘’yauf olmaz 50 üzerinde gothic hatun hiç görmedim ben’’

‘’yauf nası olmaz aga çıldırma adamı tse damga mı vuruyo hatunlara fifa mı onaylıyo anlamadım yani niye tartışıyoz şimdi’’

‘’ olm olmaz işte hiç aklın alıyomu’’

‘’yauf ne biliyim çıta gibi kızları sevmiyom ben’’

‘’heee! bana onu söyle. dolgun gothic istiyom ben dedin mi adama derler bu herif çakmıyo gothicten diye’’

‘’la niye desinler şimdi durup dururken hem ben hala anlayamadın niye 50kilonun üzerinde gothic hatun olmuyo’’

‘’ yauf olmaz olmazzzzz 50 kilonun üzerinde gothic hatun olmaz olursa da kütük olur’’

‘’hayyydaa’’

‘’tamam aga tamam tartışmıcam neyse ne diyodum ; şöyle biraz dolgun kafamıza göre kütük bir hatun bulamadık gitti de mi?’’

‘’hahahah lan kütüğü napcam etrafta bukadar gothic varken’’

‘’off aga offf bitirdin ömrümü çürüttün’’

‘’şimdi bu lafın üstüne de yeni bi tartışma açarım ama sen neyse’’
hani ömür çürür mü çürümez mi gibilerinden’’

……..







bunlar böyle ilk etapta aklıma gelen karakterler işte. Bilmem hak
verir misiniz ama var böyle tipler. Yahut her insanın bazen bu tipler
gibi olası tutuyo belki de kim bilir.
Sizin çıkarımlarınızı da bekliyorum. Sizin etrafınızda da ilginç
karakterler vardır elbet. Her ne kadar sürçü - lisan ettiysek af ola
maksat kalp kırmak değil geyik çevirmek bir nebze.
Yazımdaki isimleri geçen karakterler tamamen hayal ürünü olup
diyalogların bir kısmı gerçekten vukuu bulmuştur fakat abartılmış
olmaları muhtemeldir.

Saygılarımla