Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz
kalmadı; paylaşacak hiçbir şeyimiz
yok. Yine de yüreğimde gücümün
yettiği yere kadar sana sesleniyorum;
seninle konuşuyorum... Bugün
sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım.
Sevgimi aldım avuçlarımın
arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi
kısalttım; kelimelerim buruk,
gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
‘Bir ihtimal gelişine’ sığındığımı
farkettiysem de, engel olamadım
gurursuz, ama umutlu hasretine...
Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya
inanasım geliyor... Bende olan seni
hiç kırmadım, değiştirmedim ve
hep korudum desem de, sendeki
benin nasıl olduğunu anlamsız bir
sıkıntıyla merak ediyorum... İçimdeki
güzelliğine inanıp inanmamanı
artık umursamıyorum!
Anlamsız ve cevapsız sorular
hınzırca sırıtıyor; ben, duymamaya
çalışıyorum. Düşler uzak gibi
görünüyor, ama yakınlar; belki
de görmeyi istemek gerekiyor.
“Gözlerini aç” desem kapatacaksın,
ama kapatma! Gözlerimdeki
hüzün bile seni özlemiş; itiraf etti
sonunda... Düşüncelerim gururlu,
hayallerim ve kalbim değil.
Gelseydin, kendimi unutup sana
koşacaktım. Susturacaktım içimdeki
isyanı. Kavgaların ortasında
bir güneş gibi doğup ısıtacaktım
yüreğini, sevinçten ağlayacaktım
bu defa! Mutluyken hemen sarhoş
olmuşum gibi, dokunacaktım,
sarılacaktım... Ama gelmedin,
gelemezdin, belki de gelmeye hiç
niyetin yoktu aslında... Kendimi
kandırdığımı anladığımda ağlıyordum.
Eskiden kimi şarkıların
ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken,
şimdi ayrılığın ardından
çalınan her şarkı umutsuzluğumu
ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor...
Sevdiğim ne çok şarkı varmış
meğer, bunu senin gidişinle
anladım! Her şarkıda sen varsın,
her yerde, her gördüğüm insanda,
denizde, gecede, uykumda... Nasıl
beceriyorsun her yerde olabilmeyi?
Bu bir marifetse eğer, neden
benim yanımda değilsin?
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin,
ben geldiğini sandım... Yokluğuna
ayak uyduramıyorum! Her gelişimde,
‘bir kez daha gönderdiğin’
oldum... İnanamadığın, yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın
korkuların oldum... Yüreğindeki
erkek ben olmak isterken, tozlu bir
anı oldum...
Sesin hep uzakları çağırıyordu,
ben üstüme alındım ve sana geldim.
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi
sahiplenir miydim? Şimdi bir
mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda.
Kalbime henüz söyleyemedim
gittiğini. Öğrenirse, onun da acı çekmesinden
korkuyorum... Sevdamın
yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin
uzak yolların sonunda olması
acıtıyor içimi...
En büyük silahınla vurdun beni;
asıl acı olan unutulmak! Unutulmayan
olmak sende daha güzel duruyor...
Benim kırgınlığım ‘AŞK’a... Sen
lütfen üstüne alınma