Teneke Adam 2Çizgi roman okumayı sevmeyenimiz var mı? Eminim hepimizin okulda, evde, ders çalışıyor bahanesiyle Türkçe kitabının arasına o zamanki popüler çizgi romanlardan birini sıkıştırıp okumuşluğumuz vardır. Ne kadar güzel ve eğlence verici olurdu değil mi? Fakat sınavdan çaktığımızı öğrendiğimiz anda kendi kendimize bir daha çizgi roman okumayacağımıza dair söz verirdik. Ama tarih sadece tekerrürden ibarettir.
Böylesine güzel ve başımızdan geçmesi muhtemel olayı anlattıktan sonra itiraf etmeliyim ki benim başımdan hiç böyle bir olay geçmedi. Çünkü artık çizgi romanlar popülerliğini kaybetti. (En azından eskisi gibi olmadığı kesin) Şu an tüketim çağında yaşıyoruz. Her şeyi çok hızlı yapmalıyız, akıp giden zamana yetişmeliyiz. Eğlencelerimiz bile oldukça doyurucu ve yoğun olmalı ki fazla zamanımız gitmesin. Bunca sıkışıklıkta, sadece çalışmayanın değil, çok çalışmayanın da aç kaldığı bu ortamda insanlar çizgi roman okuyup nostalji yapacak zamanı bulamıyorlar ne yazık ki. Ama biz oyuncular ne yapmıyoruz, oyun oynamaktan bir türlü vazgeçmiyoruz, vazgeçemiyoruz.
Hikayenin girişinden de anlayacağımız bir çizgi roman oyunuyla karşı karşıyayız. Çizgi romanımızın kahramanı Iron Man(yazının kalanında Demir Adam olarak bahsedeceğim) . Demir adam ilk defa 1963 yılında bir Marvel Comics karakteri olarak karşımıza çıktı. O zamandan bu yana birçok serisi çıkmış olup çok büyük hayran kitlesine sahiptir.
Peki, Demir Adam ne yapar. Tahmin ettiğiniz gibi diğer Marvel karakterlerinden çok farklı şeyler yapmıyor. Ara sıra dünyayı kurtarıyor falan. Fakat Demir Adam’ı özel kılan olay herhangi bir doğaüstü yeteneğinin olmayışı. Tıpkı Batman gibi o da teknolojisi sayesinde kötülere karşı mücadele veriyor. Fakat Batman gibi karanlık ve Joker gibi bir düşmanı olan biri değil ne yazık ki. Diğer Pollyanna ruhlu klasik süper kahramanlardan biri. Günümüze kadar birçok çizgi roman ve animasyon serileriyle idare edilen Demir Adam günümüz eğlence sektörüne ilk adımını ise 2008 yılında aynı isimli birinci filmiyle attı. Film oldukça beğeniyle karşılandı. Hatta ilk filmin oyunu da yapıldı. Bu sene ise ikinci film beyaz perdedeki yerini aldı. Üçüncü film ise şu an planlanma aşamasında.
Kahraman karakterimizi tanıdıktan sonra içindeki teknoloji insanını tanıyalım biraz da. Anthony Edward Stark kısaca Tony, Stark Şirketlerinin başıdır. Aynı zamanda kendisi de bilim adamıdır. Kendi gayretleri ve şirket olanakları ile o meşhur Demir Adam kostümünü dizayn eder. Ayrıca gayet Hollywood havasında yarı alçakgönüllü yarı kendinden emin tavırları ile sürekli konuşan,yer yer gülümseten, bazen de gıcık olunan türden. Mesela;
-Nereye gidiyorsun?
-Dünya’yı kurtarmaya. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. gibi..
Öncelikle bir film oyunu ile karşı karşıya değiliz. Yani, sadece ikinci film çıktı, ikinci oyun da çıkmalı diye yapılan bir oyun değil Oyunun konusu “Invincible Iron Man” çizgi romanından uyarlanan senaryo ile elde edildi. Bu da biz, oyuncuları heyecanlandıran bir unsur oldu. Fakat yine de ilginç bir şey beklemeyin zira çizgi romanlarda anlatılan konu da, kötülere karşı verdiğimiz mücadeleden başka bir şey değil.
Hikâye ile başlamışken oyunun hikayesi ile devam edelim. Oyunumuza Demir Adam’ın gizli teknolojik bilgilerin saklandığı Dataspine adlı yeri korumaya çalışır halde görerek başlıyoruz.. Bir süre sonra saldıran askerler tarafından etkisiz hale getirilen Demir Adam yere yığılıyor. O sırada oyun olayın nasıl başladığını anlatmak için 3 saat öncesine dönüş yapıyır. Tony Stark karşısındaki bilgisayara Dataspine’ı nasıl koruyacağını ve Roxxon adında birinin bir Iron Man zırhı yapmaya çalıştığını anlatırken James Rhodes (War Machine) Roxxon’un sırları ele geçirmek için Dataspine’a saldırdığını bildiriyor ve Stark hemen Demir Adam’ a dönüşüyor. Oyun bu sırada tekrar günümüze dönüyor ve Demir Adam teknoloji harikası zırhın içinde rezerve edilmiş enerjiyi aktif hale getiriyor. Ayağa kalkmasıyla, oyun bize kullanacağımız hareketleri öğretmeye başlıyor. Bu sırada Demir Adam ile yapının içinde ilerlerken amacımızı hatırlıyor ve düşmanın bilgilere ulaşmasını engellemek için binayı komple yok etme kararı alıyoruz. Aynı zamanda dışarıdan sürekli desteklenen kuvvetlere karşı War Machine’den de yardım istiyoruz. Stark binayı yok etme işlemine başlarken, War Machine de yardımımıza koşarak binanın dışındaki kontrolü sağlıyor. Yapının yok edilip uçağa geri dönülmesi ile birlikte bu olayın niye olduğunu, nasıl gerçekleştiğini tartışmaya başlıyorlar. Görüş alışverişleri sonunda Nikolai Shatalov isimli bir Rus liderin olayların arkasında oluğu anlaşılıyor.. Güçlerini Roxxon ile birleştiren Nikolai ‘ın oyunun ilerleyen bölümlerinde bize bela olacağını da buradan anlıyoruz. Bu saptama üzerine Demir Adam S.H.I.E.L.D (Kalkan) denilen kurumun komutanı Nick Fury ile kontak kurup, Shatalov’un Tesla bölgesini beraberindeki ayrılıkçılarla beraber ele geçirdiğini öğreniyor. Böylelikle yolumuz Rusya’ya düşer ve bu şekilde devam eder. Biraz daha anlatırsam zaten oyun bitecek. (yok canım bu daha oyunun 10 dakikası) (Ama son 10 dakikası) (tamam özür dilerim)
Oyunun oynanışına gelirsek, üçüncü şahıs kamerasından oynanabilen oyunumuz, basit bir oynanış sunuyor. Görevleri yaparken uçabiliyor, türlü silahlar kullanabiliyorsunuz. Rakiplerinizle uzaktan savaşabildiğiniz gibi yakın dövüş seçeneklerini de kullanabiliyoruz. Buna mecbur kaldığımız anlar olmakla birlikte, bazen de bize ateş edebilecek robotlarda yanımıza sokulup bizimle dövüşmeyi deniyorlar.(bunu neden yaptıklarını anlamak güç) Ama biz ne yapıyoruz? Hemen bir roketle ağzının payını veriyoruz. Oyunun açık alanlardaki kısmını ve büyük bölümünü uçarak geçiriyoruz. Bu şekilde düşmanlarımızla da savaşıyoruz. Yani bir yandan uçuyor bir yandan da etrafımızdaki sayısız düşmanı avlamaya çalışıyoruz. Fakat gözünüz korkmasın hem uçup hem de nasıl robot avlayacağım diye. Oynamak o kadar basit ki. Şöyle ki;
R1: Bu tuşla hedefimizi düşmana kilitliyoruz.(istersek bunu yapmadan kendimiz de hedef alabiliriz o da bir hayli basit.
D-Pad: Bu tuşlarla kullanacağımız silahları seçiyoruz.
R2 ve L2:Bunlar da silahla ateş etmemize yarıyor.
Bu kadar. Tabi ki diğer tuşları da kullanıyoruz ama en çok bunların işlevlerini uygulayacağız oyunda. Oyunda ölmemiz ise oldukça zor. Çünkü düşmanlar bize roket fırlattıklarında ekranda beliren tuşa hızlı hızlı basarak geldiği yere geri gönderebiliyoruz. Oyunda yöneteceğimiz karakter sadece Demir Adam değil. Aynı zamanda War Machine’i de yönetebiliyoruz. Yalnız; aynı zamanda derken, ağzınızın suyu akmasın. Coop modu falan oyunumuzda yok. İstersek bitirdiğimiz bölümü daha sonra diğer karakterle de oynayabiliyoruz. Yapımcılar bunu oyuna çeşitlilik getireceğini düşünmüşler galiba. Fakat ikisinin de zırhlarından başka farkları olmayınca bu düşünce denize düşmüş.
Oyunda bir de gelişim sistemi var. Bu, oyuna biraz farklılık getirmiş. Bu sistem ile silahlarımızı, kostümlerimizi upgrade edebiliyoruz. Yeni ve daha etkili yakın dövüş teknikleri öğrenebiliyoruz. Uçuş tekniğimizi daha etkili, manevralı hale getirebiliyoruz.(Bomabalardan vs. kaçabilmek için) Silahlarımıza daha etkili kurşunlar icat edebiliyor, yeni özellikler ekleyebiliyoruz. Bunları yapmak için ise tabi ki puanlara ihtiyaç duyuyoruz. Puanları ise bölümleri bitirdiğimizde performansımıza göre kazanıyoruz. Ayrıca çok da detaylı bir gelişim sistemi beklemeyin. Oyunumuzdaki oynanış elementleri aşağı yukarı bu kadar ve gördüğünüz gibi oldukça rahat.
Sesler ise bir bölümü ile oyundaki en sağlam kısmı oluşturuyor. Samuel L. Jackson ve Don Cheadle gibi filmde de oynayan aktörler oyunda da yine aynı karakterlere can vermiş. (Samuel L. Jackson: Nick Fury’e, Don Cheadle: War Machine’ e sesini vermiş durumda) Ayrıca oyuna özel bir şarkı yapan Lamb of God grubu ve birkaç grupla daha oyunun müzikleri üzerinde çalışılmış. Bu konuda iyi iş çıkarmışlar, durumu da biraz olsun kurtarmışlar. Diğer kısma gelirsek oyun içi ses efektleri hiç iyi olmamış. Daha doğrusu hiç üstünde uğraşmamışlar. Çok cansız olmuşlar ve atmosfere hiçbir katkıları yok. Örneğin helikoptere ardı ardına 5-6 roket atıyoruz. Fakat kıyamet kopması gerekirken helikopterden ses bile çıkmıyor. Ufak bir patlama sesi gibi bir şey çıkıyor. Bir de şundan rahatsız olabilirsiniz belki. Ben oldum şahsen. Demir Adam, War Machine ve zırhımızın yapay zekası sürekli aralarında konuşuyorlar. Hiç susmuyorlar. Belki boş konuşmuyorlar ama biraz susun kardeşim, seni mi dinleyim lanet robota mı sıkayım.
Oyunumuzun grafikleri ise pek iç açıcı değil. Öyle ki, başkarakterlerimiz Demir Adam ve War Machine bile çok iyi detaylandırılmamış. Onların üstüne bile fazla düşülmemişken, diğer karakterlerin oldukça detaylı kaplamalara sahip olması zaten beklenemez. Yani oyun içi motorumuz bize görsel olarak pek bir şey vaat etmiyor. Ne vardı bari ara videoları güzel yapsanız. Ama o da olmamış ve yapımcının beceriksizliğinden nasibini almış. Ayrıca Nick Fury(Samuel Jackson), War Machine(Don Cheadle) karakterlerinin yüz modellemeleri iğrenç olmuş. War Machine sürekli, etrafta olup biteni anlamıyormuş gibi bakıyor. Nick Fury karakterinin ise konuşurken bu eylemi hangi organıyla yaptığı belli olmuyor, burnunun hemen altında bazen dikey, bazen yatay olabilen bir organı var. Sanki yüz resimlerini yapıştırmışlar gibi. Animasyon, gerçekçilik neredeyse hiç yok. Tony Stark nedense biraz daha iyi olmuş gibi.(Bu sorun belki de diğer iki karakterin siyahî olmasından da kaynaklı olabilir). Yine de yapımcının motion capture tekniğinden haberi olmadığı kesin. Karakterlerdeki hüsran çevre detaylarında da devam ediyor. Onlara da pek önem verilmemiş ama bu diğerlerine nazaran affedilebilir olmuş. Çünkü oyunun geçtiği bölümler oldukça çeşitli ve büyük tasarlanmış: Bazen bir vadide, bazense bir fabrikada aksiyona katılabiliyoruz. Başka bir olumlu yön ise oyunun Havok fizik motorunu kullanıyor olması. Oyunda bütün binaları yapıları yıkabiliyor kaos oluşturabiliyoruz. Fakat yıkım işlemi gerçekleştikten sonra etraftaki parçalar kayboluyor. Yani bir süreliğine de olsa eserimize bakma fırsatı vermiyor bize.
Oyunumuzdaki en büyük eksiklik ise atmosferde baş gösteriyor. Etrafımızda onlarca robot, helikopter oluyor ama o curcunayı, o hayatta kalma savaşını bir türlü hissedemiyorsunuz. Zaten gelen düşmanları çok rahat öldürebiliyoruz. İlerleyen bölümlerde biraz daha güçleşiyor ama yine de kolay.
Oyun süremiz ise oldukça kısa. Tek oturumda bile rahatlıkla bitirilebilir. Oyun 5 saat gibi kısa bir sürede bitirilebiliyor. Next-gen ile kısalan oyun ömrü bu oyunda ortalamanın da altında tutulmuş.
Kapatırken; oyun bu sıcak ve oyunsuz geçen yaz aylarında eğlence için alıp oynanılabilecek bir oyun olmuş. Eğer kafanızı zorlamadan, şurayı nasıl geçeceğim, buradan nereye gideceğim sorularını sormadan oyun oynamak istiyor ve benim için grafik o kadar önemli değil, kafam rahat olsun yeter diyorsanız oyuna bir daha bakmanızda fayda var.Ayrıca rahat oynanışı ve basit hikâyesiyle küçük yaştaki arkadaşlarımız da oyunu rahatlıkla oynayabilirler. Oyun 12+ ibaresi ile piyasada bulunmakta.
Değerlendirme;Grafik: 57 (Teneke adamı Next-gen’de bir kere daha görmek için heyecanlanmıştık hâlbuki.)
Ses: 60 (Samuel Jackson da işi kurtarmaya yetmemiş gibi.)
Eğlence: 65 (İki karakteri de yönetebilmek, uçabilmek)
Oynanabilirlik: 60 Helikopterler sağdan, robotlar soldan gelsin. Hepsine yeterim ben.)
Genel: 55 Film oyunu olmadığı için sevinmiştik ama yine olmamış
Konu: Iron Man 2 
Çarş. Haz. 30 2010, 09:19
